Yer küre yine fena salladı. Ama sanki uyarı manasında bir sallayıştı. Çünkü çok şükür ki herhangi bir can kaybına sebep olmadı geçen haftaki zelzele. Oysa beklenen şiddette sarsıldığımızda sonuçların ne olacağını düşünmek bile kalbimizi buruyor. Hazır afet yine gündemimize girmişken bu başlığa dair haberleri konuşalım istedim bu hafta.
Sakın Sığınma Alanları
Serra Utkum İkiz, Vesaire’deki yazısında İstanbul’un afet toplanma alanlarının sayıca ve büyüklük olarak ne kadar yetersiz olduğunu yazmış. Kağıt üzerinde var olanlar bile yetersiz, göstermelik ve sorunlu. Hatta bazı mahallelerde kişi başına düşen alan santimetrekarelerle ifade edilebilecek cinsten. Neden çünkü aradığınız toplanma alanı artık bir alışveriş merkezi, kamu binası ya da konut alanı. Yani sığınma değil, sakın sığınma alanları olmuş.
https://vesaire.press/her-park-bir-siginaktir/
İklim Kamçıları
Bildiğimiz, beklediğimiz afetler yetmiyormuş gibi bir de iklim kamçısı çıkmış artık. The Guardian'da 12 Mart 2025 tarihinde yayımlanan bir araştırma, dünya genelindeki büyük şehirlerin, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle artan "iklim kamçısı" (climate whiplash) olaylarına maruz kaldığını yani aşırı kuraklık ve ani sel gibi uç hava olayları arasında hızla geçiş yapan hava koşullarını yaşadığını yazmış. İklimimiz de manik depresif yani.
https://www.theguardian.com/environment/2025/mar/12/global-weirding-climate-whiplash-hitting-worlds-biggest-cities-study-reveals
Hayatta Kalma Kılavuzu
Artan ve çeşitlenen risklere karşı Fransız Hükümeti vatandaşlarına hayatta kalmalarına yardımcı olmak için bir kitapçık yayınlamış ve dağıtacakmış. Bu 20 sayfalık “hayatta kalma kılavuzu” silahlı çatışmalar, doğal afetler, sağlık krizleri ve siber saldırılar gibi çeşitli tehditler karşısında bireylerin ve toplumun dayanıklılığını artırmayı hedefliyormuş.
Demek ki yapmış olmak için yapılmış işlerin ülkesi, milleti pek fark etmiyor galiba.
https://www.theguardian.com/world/2025/mar/18/france-preparing-survival-manual-for-every-household-report-says?CMP=Share_AndroidApp_Other&utm_source=pocket_shared
Sığınak Pazarı
Hükümetler kılavuz yayınlayarak görev savarken hali vakti yerinde olanlar başlarının çaresine bakıyorlar elbette. New York Times'ın 10 Nisan 2025 tarihli makalesi, ABD'de artan küresel belirsizlikler ve krizler karşısında, özellikle varlıklı bireyler arasında lüks sığınaklara olan talebin hızla arttığını ortaya koyuyor. Bu sığınaklar, milyonlarca dolarlık yatırımlarla inşa ediliyor ve gelişmiş hava filtrasyon sistemleri, su arıtma tesisleri, enerji üretim üniteleri ve lüks yaşam alanları gibi özelliklerle donatılıyormuş. Bunların bazıları, sakinlerinin dış dünyadan tamamen izole bir şekilde aylarca, hatta yıllarca yaşayabileceği şekilde tasarlanıyormuş.
https://www.nytimes.com/interactive/2025/04/10/magazine/bunkers-prepping.html?smid=nytcore-android-share&utm_source=pocket_shared
Gıda Bankaları
Zenginler kendi sığınaklarını inşa ededursun, ABD’de de özellikle çocuklu aileler ve yaşlılar, artan yaşam maliyetleri karşısında daha da savunmasız hale gelerek, temel ihtiyaçlarını karşılamak için gıda bankalarına başvurmaya mecbur kalıyormuş.
https://www.msn.com/en-ca/news/news/content/ar-AA1xVTUn?ocid=sapphireappshare
Yapay Zekanın Maliyeti
İnsanlığın, gezegenin bir çok sorununa çözüm bulması umulan yapay zeka uygulamalrının kendisinin bir yük olduğunu okuyoruz REDD-Monitor sayfalarında. Zira Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) "Enerji ve Yapay Zeka (YZ)" raporuna göre tipik bir YZ veri merkezi 100.000 hanenin elektrik tüketimine eşdeğer enerji kullanıyormuş. İnşaatı devam eden en büyük veri merkezlerinin ise bu miktarın 20 katı enerji tüketeceği öngörülmekteymiş. Veri merkezlerinin elektrik tüketiminin önümüzdeki beş yıl içinde iki kattan fazla artacağı ve 2030'da Japonya'nın bugünkü elektrik tüketiminden daha fazla enerjiye ulaşabileceği de hesaplanıyormuş. Yani çözüm olması beklenen YZ bizi fosil yakıtlara daha bağımlı kılma eğiliminde gibi görünüyor.
İspiyoncu Tesla
Yapay Zeka sadece fosik yakıt olarak değil yaygınlaşarak güvenlik zaafiyetleri yaratarak da artık bir risk kaynağı sayılabilir. Düşünsenize araba kullanıyorsunuz ve dokuz adet iç ve dış kamera, GPS izleyiciler ve sensörler gibi donanımlarla donatılmış aracınız sürüş davranışları, hız, yön, park etme alışkanlıkları ve çevresel veriler gibi bilgileri toplayarak, üreticiye iletiyor. O da bunları istediği gibi kullanıp paylaşabiliyor. Tesla’lar aynen bunu yapıyormuş.
Elon Musk ve markalarından uzak kalmak için bir sebep daha…
https://www.theguardian.com/technology/2025/apr/17/tesla-elon-musk-privacy
Yaşlanan Kentler
Tüm bu dertlerin içinde sıkışan bazı şehirler hızla kan ve nüfus kaybediyor. Tıpkı Japonya’daki Yubari kenti gibi. Bir zamanlar 120.000 kişilik nüfusuyla canlı bir kömür madeni kasabası olan kent madenin nüfusu 2000’lerde 10.000'in altına düşmüş. Bu kaderi tersine çeviremeyeceğini kabul eden belediye başkanı Atsuya Tsukasa da şehrin yeniden canlandırılmasından çok, var olan sakinler için yaşamı sürdürülebilir kılmaya öncelik vermeye başlamış. Benzer kaderi yaşayan çok sayıda kent olduğu için incelenmesi gereken bir deneyim olarak bahsetmiş olalım.
https://theworld.org/stories/2025/03/18/japans-aging-population-is-pushing-shrinking-cities-to-grapple-with-a-new-reality
Bu haftalık da bu kadar haftaya buluşuncaya kadar hoşça, sağlıkla ve güvenle kalın.
Share this post